30 Kasım 2016 Çarşamba

19.Bölüm & deepliner & Koruyucu Aile Olmak


Koruyucu Aile

Kimler Koruyucu Aile Olabilir?
-TC vatandaşı olmak
-Sürekli Türkiye’de ikamet ediyor olmak
-25-65 yaşları arasında olmak
-En az ilkokul mezunu olmak
-Düzenli bir gelirinizin olması
-Çocuğun öz anne babası ya da vasisi değilseniz Koruyucu aile olabiliyorsunuz.
-Çocuklu,çocuksuz, evli ya da bekar olmanız önemli değil.
-Sadece evli iseniz eğer kuruma eşinizle beraber başvuru yapmanız gerekiyor.

Koruyucu ailelik ; evlat edinmek ya da gönüllü aile olmakla eş değer tutulamaz.
Gönüllü aile olmak, çocukların kuruşlardaki yaşantısına yardımcı olmaktır. Maddi ,manevi destek olmak anlamına geliyor. Tatil günlerinde çocukların kurum yetkilileri tarafından onay verilirse eğer evinize götürebilirler.
Evlat Edinmek ise , biyolojik aileleriyle yaşama şansını tamamen kaybetmiş çocuklar için,uzun süreli bakım sağlamaktır. Evlat edinmede hukuki süreçle birlikte çocuğun velayet hakkını alabilmektedir. Koruyucu ailelikte ise çocuğun velayeti öz ailesinde kalmaktadır.

Koruyucu Aile Olmak İsteyenlerden İstenen Belgeler;
-TC kimlik numarası beyanı
-Bir adet vesikalık fotoğraf
-Öğrenim durumunu gösteren belgenin onaylı örneği
-İş, gelir ve sosyal güvenlik durumunu gösteren belgenin onaylı örneği
-Adli sicil belgesi
-Sosyal inceleme sürecinde tespit edilen durumlara ilişkin koruyucu aileyi tanımaya yönelik ihtiyaç duyulacak diğer belgeler de istenebilir.

Sonrasında çocukla tanışıyorsunuz ve önce haftada bir kaç gün bir kaç saat birlikte olabiliyorsunuz kurum içinde. Biraz zaman geçtikten sonra her gün onu görmeye gidiyorsunuz,çocuk ve siz birbirinize iyice alıştıktan sonra iki tarafın da rızası alındıktan sonra haftanın belli günleri çocuğu evinize götürebilirsiniz, aşama aşama bunlar gerçekleştikten sonra sürekli sizde kalmaya başlayabiliyor. Ara sıra kurumdan yetkililer gelip sizi denetliyorlar. Çocuğun devletle ne işi olursa olsun hastane okul vs.. devlet kurumunun bilgisi çıkacaktır. Yani sizin isminiz hiç bir yerde anne ya da baba olarak geçmeyecek. Bu bebekleri biyolojik ailesi kuruma bakamıyorum diye kuruma bırakıyor ancak evlatlık verilmesini istemiyor. Ara sıra gelip çocuğu gören de var , bir kere bırakıp giden bir daha hiç gelmeyen de var , tabi hiç gelmeyenler için de yine çocuk evlat edindirilemiyor çünkü aile bebeği verirken evlat edilmesin diye yazı imzalıyor. Devlet de maalesef yıllarca bekleyen çocuklar var. Hem ailenin yanına yerleşemiyor hem de öz ailesini hiç görmüyor. Bu da bence öz ailenin çocuğa yaptığı bencilliklerden en büyüğü ..  bakacak durumu olanlar çocuk yapıyorlar , doğunca bakamam ama arada gelir görürüm , belki maddi durumum düzelir ilerde yanıma alırım diyorlar ama almıyorlar maalesef. Çocuklar yurtlarda sevgisiz ilgisiz büyüyüp gidiyorlar.. camda anne baba bekliyorlar ama gelen yok. Yurda evlat edinmeye gelen ailelere gidemiyorlar,çünkü biyolojik ailesi buna izin vermemiş zamanında. Sevgiye ilgiye aç bekleyen bir sürü çocuk,ancak koruyucu aileye gidebiliyorlar.. Psikolojik olarak bu çok yıpratıcı bir durum. Hem de bu hayatın sorumluluğu daha dopar doğmaz minikken o yavrulara bırakılıyor.
Evli ya da bekar, bir çocuğun sorumluluğu alabilecek durumda olan aileler ya da bireyler bu çocuklara yardım edebilir. Gönüllü ailelere çocuk bakım ücreti de veriliyor. Her yıl değişen bu miktar en azından çocuğun okul masraflarını karşılamış oluyor. Hastanelerde ise zaten kurum çocuğu olarak göründüğü için her tedavi ücretsiz oluyor.

İnternetten bunun örneğini bulabilirsiniz. Yazar Mutlu Tönbekici de bir koruyucu anne.

Aşağıdaki linkten hayatını okuyabilirsiniz.

http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/mutlu-tonbekici-hedefim-bin-cocuga-koruyucu-aile 


Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  


18.Bölüm & deepliner & Taşıyıcı Annelik

Taşıyıcı Annelik

Yasal olan ülkeler: Gürcistan, Girit, Belçika , ABD , İngiltere, Brazilya , Güney Afrika ve bir çok ülkede serbest.
Ülkemizde ve Kıbrıs’ta da yasak.
Bir çiftin taşıyıcı annelik yöntemine yönelmesinin nedenleri şöyle sıralamak mümkün: 
Doğuştan rahmi olmayanların,
Ameliyat ile rahmi alınmış kadınların,
Rahmin gebeliğe elverişli olmayanların,
Kalp ve benzeri riskli hastalıklar nedeniyle kadın sağlığının doğuma elverişsiz olanların taşıyıcı anneliğe başvurması zorunludur.

Rahim nakli ülkemizde de yapılmaya başladı. Ancak zor ve pahalı bir yöntem maalesef. Çok gelişmediği için rahmi olmayan kadınların da tek şansı taşıyıcı annelik oluyor. Eğer rahim nakli ilerde daha fazla yaygınlaşırsa zaten böyle bir ihtiyaç kalmayacaktır.
Taşıyıcı anne arayan o kadar çok kadın var ki, çok kolay bulabileceğiniz internet sitelerinde bu konuşmaları görebilirsiniz. Ülkemizde illegal olarak yapıldığı için insanlar çok zorluk çekiyor. Karşıklı sadece sözle anlaşma sağlanabiliyor. Bu da aslında büyük risk demek. Taşıyıcı anne bebek doğduktan sonra aileye vermek istemeyebilir ,çünkü hamilelikte hormonlar tavan yaptığı için bebeğe de bağlanacağı için bu durum maalesef çok yaşanan durumlar arasındaymış. Bebeğe bağlanmaması için bence psikolojik destek alması gerekiyor taşıyıcı annelerin. Gerçekten onlar için de çok zor bir durum anne baba olmak isteyen aile için de çok zor bir durum ama işte herşeyin de bir çaresi var.. zor da olsa rahmi olmayan kadınlar bu yola başvurabiliyor. Ülkemize en yakın Girit ve Gürcistan var. Oralara gidip bir merkezle anlaşıp kendinize taşıyıcı anne bulabilirsiniz..
Kimler Taşıyıcı Annelikten Yararlanmalıdır?

Taşıyıcı annelik, anne adayının rahminin olmadığı, doğuştan sorunlu olduğu, hamileliği destekleyebilecek koşullara sahip olmadığı durumlarda, mükerrer düşük vakalarından sonra veya hamileliğin anne adayı için önemli sağlık riskleri ortaya çıkarabileceği durumlarda başvurulan bir yöntemdir.

Tüp Bebek Yöntemiyle Taşıyıcı Annelik
Taşıyıcı annenin seçilmesinden ve sağlık taramasının yapılmasından sonra yurtdışında çocuk sahibi olma süreci şu adımlarla ilerler:

1- Siklus Senkronizasyonu
Anne adayımız yumurtalıklarındaki faaliyeti destekleyecek bir ilaç tedavisi görürken taşıyıcı anneye de adetini gelişimini kontrol etmek için ilaç verilir. Hem anne adayı hem de taşıyıcı annenin sağlık durumları, bu adet senkronizasyonu sürecinde yakından takip edilir.
Bu aşamada Lupron ya da Synarel de dahil olmak üzere hormon ilaçları kullanılır. İki kadının da yumurtalık fonksiyonları kontrol edilip adetleri senkronize edildikten sonra taşıyıcılık süreci yeni bir adımla devam edebilir.

2- Hormon Terapisi
Taşıyıcı anne endometriyal (rahim zarı) gelişimi için östrojen alırken, anne adayı da (eğer taşıyıcılık donör yumurtalarla gerçekleşmiyorsa) yumurta üretimini artırmak için hormon tedavisi görür.
Bu aşamada yumurtalıkların dikkatle takibi, hem annenin sağlığı hem de yüksek kaliteli yumurtalar üretilmesi açısından önemlidir.

3- Yumurta Alımı
Yumurtalık ve rahmin dikkatle gözlemlenmesinden sonra, doktorlarımız yumurtaların alınmaya hazır düzeyde gelişip gelişmediğine karar verecektir. Eğer rahim zarı geliştiyse ve anne adayının ya da donörün yumurtaları da alınmaya hazır hale geldiyse, bu rutin cerrahi işlem anesteziyle gerçekleştirilir.
İşlem sırasında, vajinal duvardan yumurtalığa ve buradan da ovarian foliküle iğneyi ulaştırmak için vajinal ultrason kullanılır ve buradaki sıvı ve yumurta IVF tüpüne vakumlanır.

4- Döllenme
Bu aşamada yumurtalar babanın spermiyle ya da donör spermle döllenir, kuluçkaya yatırılır ve üç - dört gün gözlemlenir. Ortalama 7 ila 12 yumurta alınır ve spermlerle buluşturulur, embriyoların gelişimi takip edilir.
Bu süreç, intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) kullanılan in vitro döllenmeyle gerçekleştirilir.

5- Embriyo Transferi
Embriyo transferi, taşıyıcının hastanede yattığı, ağrısız ve basit bir işlemdir. Transferden yaklaşık on dört gün sonra gebelik testi yapılır.

Benim araştırmalarım sonucu , kesinlikle internette görebileceğiniz ilanlarla başvurmamanızdır. Bir çok kişi dolandırılmış maalesef. En mantıklı yöntem , en makul yasal ülkeye gidip orada bir merkeze başvurmanızdır. Bu işin garantisi olmadığı için taşıyıcı anne bebeği alıp gidebilir, vermek istemeyebilir.. Psikolojik olarak çok zor ve yorucu bir süreç olduğunu düşünüyorum..

Bol Şans !!

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  


28 Kasım 2016 Pazartesi

17.Bölüm & deepliner & Tüp Bebek Yaptırırken Doktorla Konuşulması Gerekenler


Tüp Bebek Yaptırırken Doktorla Konuşulması Gerekenler

Uzun zamandır bu konuyla ilgili olduğum için , kendi sorularım ve etrafımda bu yolda olan insanların aklında kalan sorular ve sorunları irdelemek istiyorum.
Öncelikle bir kaç düşükten ya da tüp denemesinden sonra detayları inceleyen doktorlar maalesef hayatımızda. Mesela 3 düşük yapınca genetik testi öneriyorlar. Öncesinde bu ihtimali göz ardı ediyorlar. Mesela kan pıhtılaşması da buna örnek olabilir ve bir çok şey.Hamile kalmadan önce her kadının yaptırması gereken klasik testler var. Bu testler bizlere yeterli sonuçlar vermiyorlar. Rahim filmi çektirmeyip yıllarca hamile kalamıyorum , hatta tüp denemelerim hep başarısız diyen insanlar var, bir gün bir doktor çıkıp da ‘’rahim filmin çekildi mi senin ?’’ diyene kadar. Herhangi bir tüp tıkalı olabiliyor ya da yapışıklık olabiliyor. Yıllar ,emek , maddi manevi zarar gidiyor da gidiyor bizden. Doktorla ilk görüşmenizden itibaren her şeyi açık açık konuşmalısınız. Çok pimpirikli olmak ve doktorlara çok bilmişlik yapmamak gerekiyor tabi ki biz onlardan daha iyi bilecek değiliz ancak. Gözlerinden kaçabilecek tüm ihtimalleri en aza indirmek istiyoruz tek amacımız sağlıklı bir bebek.

İlk başta en önemli olan testler , pıhtılaşma testi, genetik test, rubella testi ve rahim filmi. Bunlar sizin elinize verdikleri test listesinde olmayabiliyor. Bu konularda ısrarcı olmak gerektiğini düşünüyorum. Her doktor farklı bir bakış açısı sonuçta ve her yiğidin yoğurt yiyişi farklı. Benim şimdiye kadar duyduğum ve yaşadığım olaylardan ibret aldığım şeyleri paylaşmak istiyorum sadece.


Öncelikle hamile kalmadan önce bu testler yapılıp sonrasında tedavisi için ne gerekirse doktorunuzla konuşup halletmeniz gerekiyor. Rahimde sıkıntı varsa eğer ufak bir operasyonla bunu çözebilirsiniz mesela. Her şeye temiz başlamak lazım sonuçta. Kanda pıhtılaşmanız varsa mutlaka kan sulandırıcı iğne ya da ilaç kullanmanız gerekiyor. En baştan başlarsak eğer,tecrübelerime dayanarak; pgt li tüp bebekte tedaviye başlayınca opu işlemi gerçekleştikten sonra bol bol su içerek ve kendimizi sıcak tutarak bir kaç günü geçirmemiz gerekiyor. Sonrasında da bence mutlaka embriyolarımız pgt ye gidecekse dondurulmadan önce  pgt ye girmeli ve sağlıklı olanlar dondurulmalı. Ki transfere kadar kafayı yemeyelim. Ne olacak acaba diye. Bir, bir buçuk ay bekleyebiliyoruz. Sonra da bence mutlaka embriyoların dondurulmasını istemeliyiz ,bir sonraki adete kadar vücudumuzun dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuç olarak rahimden toplanan yumurtaların yerlerini yara olarak düşünebiliriz. Onları oradan söküp alıyorlar. Ve vücudumuzun bunu düzeltmek için biraz zamana ihtiyacı oluyor. Hemen transfer eden doktorlar da var ,dondurup , vücudumuzu dinlenmeye bırakan doktorlar da var. Ama dediğim gibi tecrübelere dayanarak dondurulan embriyo transferleri , yani dinlenmiş rahimler daha sağlıklı sonuçlar veriyorlar. Sonrasında da mutlaka kullanmamız gereken iğne ya da ilaçları iyi bilmemiz gerekiyor. Yine bence her hamilelikte kan sulandırıcı bir ilaç ( hap ya da iğne ya da her ikisi de ) kullanmalıyız. Çünkü bebek tutunana kadar biraz büyüyene kadar bizim kanımızla besleniyor. Eğer akışkan bir kanımız yoksa düşük yaşayabiliyoruz , bebeğin kalbi durabiliyor. Bu da bence garanti olsun diye kullanılmalı. Gerekli vitaminleri mutlaka almalıyız. Beslenmemize çok dikkat etmemiz gerekiyor. Tabi ki her şey Allah’tan ancak biz tedbiri elden bırakmayalım di mi ? 

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  

16.Bölüm & deepliner & Tüp Bebek Merkezleri


Tüp Bebek Merkezleri

1)  Acıbadem Hastanesi Üreme Sağlığı Merkeziİstanbul’da Maslak , Kadıköy,Fulya, Atakent,Bursa, Adana, Kayseri, Adana , Eskişehir ve Bodrum’da vardır.)

-          En bilinen doktor :
-          Prof. Dr. Bülent Tıraş
-          Uzm. Dr. Halit Fırat Erden
-          Prof. Dr. Faruk Buyru
-          Prof. Dr. Hüsnü Görgen
-          Prof.Dr.Tayfun Bağış
-          Dr. Ahmet Fatih Öğüç
-          Doç Dr. Şahin Zeteroğlu
-          Dr. Mümin Karahasan
-          Prof.Dr. Volkan NOYAN
-          Dr. Turgut Aydın
-          Dr. Fatih Öğüç
-          Prof. Dr. Hikmet Hassa
-          Dr. Arslan Kabukçuoğlu
-          Dr. Mehmet Tufan Babayiğit
-          Uzm.Dr Elif Ganime AYDENİZ
-          Embriyologlar : Pınar Erol Horozal , Burcu Turan Aksu, Doç.Dr.Mehmet Cıncık , Canan Aslan, Merve Bağış, Dr. Lale Baştuğ, Feray Güleç, Akın Okutan, Tuba Tuncel Arı, İnci Yetim, Göksen Yılmaz, İdil Bozkurt, Sinem DOĞAN

-          Genetik : Dr. Cumhur Gökhan Ekmekci

Laboratuvar : Kendi lab. Larını kullanıyorlar.

-          Doktor : Prof. Dr. Bülent Urman
-          Embriyolog : Aycan Işıklar ,  Başak Balaban
-          Labaratuvar : Kendi lab. Larını kullanıyorlar.

-          Doktor : Prof. Dr. Mustafa Bahçeci
-          Doç. Dr. Remzi Abalı
-          Doç. Dr. Aylin Pelin Çil
-          Embriyolog: Necati Fındıklı
-          Laboratuvar : Kendi lab. Larını kullanıyorlar.

-          Doktor : Op.Dr.Seval Taşdemir

-          Doktor: Prof. Dr. Bülent Baysal
-          Op. Dr. Alper Şişmanoğlu
-          Op. Dr. M. Nuri Delikara
-          Op. Dr. Tansel Çetinkaya
-          Embrioyolog: Dr. Cenk Özcan
-          Labaratuvar : kendi Lab. Larını kullanıyorlar.
-           
6)  İstanbul Tüp BebekMerkeziİstanbul )
-          Doktor : Aret Kamar
-          Embriyolog : --
-          Labaratuvar : Genetiks le çalışıyorlar.

-          Doktor: Teksen Çamlıbel
-          Alparslan Baksu
-          Meriç Karacan
-          Ziya Gündüz Çebi
-          Doktor: Furkan Kayabaşoğlu
-          Meltem Erik Uygur
-          Birgül Karakoç
-          Embriyolog : Engin Enginsu
-          Labaratuvar : kendi Lab.larını kullanıyorlar.


 9)  Marmara ÜniversitesiIVF Merkezi İstanbul )





-          Doktor : Kenan Sofuoğlu
-          Oya Gökmen


-          Doktor: Semra Kahraman
-          Kahraman Ülker
-          Yücel Şahin
-          Ayşe Karahasanoğlu
-          Labaratuvar: kendi lablarını kullanıyorlar.

-          Doktor: Bülent Baysal
-          Alper Şişmanoğlu
-          Nuri Delikara
-          Tansel Çetinkaya
-          Embriyolog: Cenk Özcan
-          Labaratuvar : kendi Lablarını kullanıyorlar

-          Doktor: Ahmet Serdar İşcan
-          Refahattin Yücel


18) Zeynep Kamil Hastanesiİnfertilite ve Tüp Bebek Merkezi İstanbul )

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  







22 Kasım 2016 Salı

15.Bölüm & deepliner & Yumurta donasyonu

Yumurta donasyonu

Uzun zamandır araştırmakta olduğum bir konu. Hep çok uzakmış gibi gelse de bir gün gerçekten umutlarım tükenirse bu yönteme başvurabilirim. Sonuçta 20 yaşında da menopoza girebilirdim, bu durumda da anne olmak için tek çare yumurta donasyonudur. Sperm donasyonu da aynı kapıya çıkıyor. Bebek %50 babanın genetiğini taşıyor olacak ve donörün genetiğini almış olacak ama ben karnımda onu büyütüp doğuracağım. Bu çok mucizevi bir olay. Soylar karışıyor olabilir evet o konu bir köşede kalabilir. Hocaların söylediğine göre bu caiz değilmiş. Ancak anne olma isteği o kadar güçlü ki ülkemizden ayda en az 100 kadın yakın ülkelere gidip bu işlemi gerçekleştiriyor. O ya da bu sebeple bu tedaviye karar verenler var ve benim de araştırmalarımı paylaşmak istiyorum. Yumurta ve sprem donasyonunun yasal ve yasak olduğu ülkeleri aşağıda bulabilirsiniz.
Yasal olan ülkeler ; Avustralya – İngiltere – Yunanistan – Amerika – Mısır – Lübnan – Kıbrıs – İspanya – Arjantin – Belçika – İsrail – Hindistan..
Yasak olan ülkeler ; İtalya – Fransa – Almanya -  Türkiye..
Donörün yaptırması gereken testler; genetik hastalıklar, enfeksiyon hastalıklar, (HBS Ag, Anti HBc, Anti HCV, Anti HIC1 , Anti HIV2 , VDRL-RPR , HTLV-I/II Antikor, Sitomegalovirüs ,Sifiliz , Klamidya ) açısından araştırılmış , kan grupları ve Rh durumları saptanmış genç , sağlıklı ve doğurgan kişiler.
Donasyon yapılacak kişi( anne adayı ) nin yaptırması gereken testler ;
HSG ( ilaçlı rahim filmi)
HbsAG
HIV
Anti HCV
T3 ,T4 TSH
Anti TG
Anti TPO
Kan Grubu
Baba adayının yaptırması gereken testler;
Sperm testi
HbsAG
HIV
Anti Hcv
Kan Grubu
Tüm bu testler yapıldıktan sonra tedavi göreceğiniz merkeze başvurunuzu yapıyorsunuz, sizin testlerinizle birlikte fiziksel özelliklerinizi de not ettikten sonra, size donör aramaya başlıyorlar,donör bulununca size haber veriliyor ve sonrasında rahim kalınlığı için ilaç tedavisine başlıyorsunuz. O sırada donörünüz de yumurtalarını uyaran ilaçlara başlıyor. Sizin rahim kalınlığınız yeterli orana ulaştığında merkeze çağırılıyorsunuz ve o sırada donörden de yumurtaları toplanıp eşinizden alınan spremle döllendikten sonra transfer için en uygun embriyo ya da embriyoları size transfer ediyorlar. Sonra istediğiniz zaman evinize dönebiliyorsunuz. Sonrasında test gününü bekliyorsunuz ve inşalah bebiş size tutunuyor ve hayaller kurmaya başlayabiliyorsunuz.. mutlu sona sayılı günler kalıyor..
Bu konu hakkında benim de dahil tüm düşünenlerin araştıranların aklındaki soruları tek tek ele almak istiyorum.
-          Nasıl iletişime geçiyoruz?
Öncelikle hangi merkeze gideceğinize karar veriyorsunuz. Ve sonrasında internette bulunan iletişim numarasını direkt arayarak tüm sorularınızı soruyorsunuz.  Hocaların asistanlarının numaraları ile watsapptan da konuşabilirsiniz. Her sorunuzu onlara sorup cevap alabiliyorsunuz.
-          İlk muayene için oraya gitmem gerekiyor mu?
İlk muayene için gitmenize gerek yok sadece bildiğim kadarıyla  Dr.Halil İbrahim Tekin haftanın bazı günleri İstanbul’da da muayenehanesinde oluyor. Doktor tabiki kendisi ilk muayeneyi yapmak istiyor. Hangi gün İstanbul’da olacağını öğrenip randevu ile görüşmeye gidebilirsiniz. Eğer ki gidemezseniz de buna gerek kalmıyor diye biliyorum. Sizden istenen kan testlerini yaptırıp her şeyiniz hazır olduğunda doktorun asistanına bilgileri veriyorsunuz ve sizi sonrasında yönlendiriyorlar.
-          Donörü nasıl buluyorlar?
Donör, araştırdığım kadarıyla , fiziksel özellikleri size en çok benzeyen kişilerden seçiliyor. Gerekli psikolojik ve fiziksel testleri yapıldıktan sonra seçilen yumurta üreten sağlıklı kişiler oluyorlar.22-29 yaş arasındaki kadınlar olduğunun bilgisi veriliyor. Ve asla tanıştırılmıyorsunuz.
-          Bulma olayı kaç gün sürüyor?
Bazen bir hafta bazen bir ay sonrasında size haber gelebiliyor. Dondurulmuş yumurtalardan da seçiyorlar diye biliyorum. Dondurulmuş yumurta kullanılmadığını söylüyorlar ancak bazı çiftlere bazen bir günde de donör bulunduğunun bilgilerini okumuştum bu durumda bana kalırsa donmuş yumurta da kullanılıyor. Ama zaten bu bir problem değil bence, donmuş yumurtalar da taze yumurtalar kadar kaliteli olabiliyor, gerekli labaratuvar şartlarında saklanıyor sonuçta.
-          Donör fiziksel olarak ve kan grubu olarak anneye benziyor mu buna dikkat ediliyor mı?
Donör tabikli fiziksel olarak size en çok benzeyen kişiler arasından seçiliyor. Saç rengi , göz rengi, ten rengi, boyu gibi özelliklere göre eşleştiriliyorsunuz ve kan grubu da tabiki sizinkiyle aynı oluyor. Kan uyuşmazlığı yaşamıyorsunuz. Eğer kriterlere uygun 4-5 aday varsa ellerinde sizlere dosyalarını veriyorlar,hobileri vs yazıyor siz seçebiliyorsunuz. Kimlik bilgileri ve fotoğraf kesinlikle size gösterilmiyor.
-          Bir donörün kaç yumurtası senin oluyor?
Bir donörden kaç tane yumurta toplanırsa hepsi sizin oluyor diye biliyorum ancak bu konu ile ilgili ilk başta doktorunuzla kesinlikle konuşmanızı tavsiye ediyorum. Kimi kadından sadece 1 tane yumurta toplanır , kimisinden de 20 tane toplanır. 20 tane toplanan yumurtaların hepsini size vermeyeceklerini düşünüyorum. Bu durumda da 1 tane yumurta toplanmışsa donörden o da size az gelecektir. Sonuçta herşey yolunda gitmezse bir kaç kere daha denemek isteyeceksinizdir. Bu yüzden ilk başta doktorunuzla bu konuyu net bir şekilde konuşmanız gerekecektir.
-          Bunların en kalitelileri üzerine mi bi anlaşma sağlanıyor?
En kaliteli olan embriyolar transfer için seçiliyor tabiki ancak kalitesiz çıkanlar da olacaktır ve bu konuda da doktorunuzla en baştan konuşmalısınız. Mesela toplanan yumurtalar embriyoya dönüşemeyebilir. Bu durumda transfer iptal olur ,bu durumla karşılaşmamak için size ne sunuyorlar iyi öğrenmek gerekir.
-          Orada eşinin spermi ile döllenmeden sen bi tedavi görüyor musun?
Sen sadece kıbrısa gitmeden önce rahim kalınlaştırıcı ilaçlar kullanıyorsun ve bulunduğun yerde herhangi bir doktora gidip kontrol ettiriyorsun. Onlara da sürekli her gittiğinde bilgi veriyorsun. Yeterli kalınlığıa ulaştığında merkezine gidiyorsun ve transfer işlemi gerçekleşiyor. Yani sadece tüp bebekten tek farkı opu işlemi sizinle yapılmıyor hepsi bu. Transfere gittiğinizde eşinizden alınan spremlerle yumurtalar dölleniyor.  Ve transfer oluyor. 4-5 gün merkezininde kalmanız yeterli oluyor.
-          Bu tedavi için ne kadar önce başlanıyor ya da Türkiye de başlanıyor mu?
Tedaviye sizin donörünüzü bulduklarında siz de başlıyorsunuz. Donörünüzü bulduk artık şu şu ilaçlara başlayın diye bilgi veriyorlar.
-          Kalan embriyolar orada donduruluyor mu?
Evet tabiki transfer olduktan sonra eşinizin spermiyle döllenen geriye kalan embriyolar donduruluyor.
-          Donörun tüm sağlık testleri yapılıyor mu?
Klasik kan testleri yaptırılıyor ancak genetik testler sizin isteğinizle yapılabiliyor tabiki ödemesi sizin maliyetiniz oluyor.
-          Kaç gün sürüyor bu süreç?
Kıbrıs’ta sadece 4-5 gün kalmanız yeterli oluyor. Tüm işlemler ve bebeğiniz karnınızda eve dönebiliyorsunuz.
-          Türkiye'de yasak ama gebe kalırsan kontroller burada yapılıyor mu?
Türkiye’de yasak ancak her kadın doğum doktoruna gittiğinizde tüm kontrolleriniz yapılıyor tabiki, sonuçta hamile olan sizsiniz ve hiç kimseye yumurta donörü ile hamile kaldığınızı söylemek zorunda değilsiniz. Üstelik bunu doktorlara ya da tüm çevrenize söyleseniz bile Türkiye’de bu işlem yasak olmasına rağmen kimse hukuken size zarar veremiyor. Çünkü siz bu işlemi zaten donasyonun yasal olduğu ülkede yapıyorsunuz. Siz yasak olan bir şeyi yapmadınız, o ülkede serbest çünkü.
-          Maliyet?
5000 EUR civarı ,yumurta donasyon işlem ücreti. Tabiki buna yaptırmak istediğiniz genetik test, kalan yumurtaların dondurulma işlemi ve gidiş geliş otel ücretleriniz de artı olarak sizin maliteyiniz oluyor. Hastaneler sizin için paket de sunabiliyorlar. Yani uçaktan indiğinizde sizi biri geliyor hastaneye götürüyor sonra hastanede işiniz bittiğinde otele bırakıyor, sonra yine her hastane , otel ve havaalanı gidiş gelişlerinizde kapıda oluyor hiç uğraşmıyorsunuz .Ama bana kalırsa siz kendiniz ayaryabilirsiniz. Paket fiyatları hakkında pek bir fikrim yok açıkçası çok da gerek yok.
-          Kıbrıs mı Girit mi Rodos mu şartları karşılaştırınca ;
-          Kıbrıs , ülkemize çok yakın ve aynı dili konuştuğumuz için çok daha rahat iletişim kurabiliyoruz. Ülkemin insanları olarak en çok Kıbrıs tercih ediliyor , şimdiye dek araştırmalarım sonucu en çok tercih edilen doktor da Halil İbrahim Tekin. Anlayacağınız adam oldukç zenginmiş, zaten merkez de kendisinin. Uçağı bile var J
-          Girit , ülkemize çok yakın Yunan adalarının en büyüğü zaten ve vizesiz gidebiliyorsunuz.Girit’e ülkemizden giden hastalar genelde cinsiyet seçimi için gidiyor. En çok tercih edilen doktor Murat Varol.
-          Rodos , yine ülkemize çok yakın bir yer ve yine vizesiz buraya da gidilebiliyor , Fethiye’den 1 saatte gidilebiliyor. Buradaki merkezle ilgili pek bir araştırma yapamadım ancak hem tatil hem tedavi olarak bakabiliriz.

Şimdi de psikolojik boyutuna geçebiliriz
-          Acaba benimseyebilecek miyim? Senin karnında büyüyen bir meleği nasıl benimsemezsin ki, senin kanından beslenen karnında büyüyen bir canlıyı benimsemiş olacaksın zaten, allah bize o kadar güçlü bir annelik hissi veriyor ki hamileyken, bu soruyu doğurduktan sonra bir kez bile düşünüleceğini düşünmüyorum.
-          Kocam benimseyebilecek mi? Kocan için zaten nasıl bir farklılık olacak ki, erkekler karısı hamileyken hiç bir şey hissetmiyorlar, bebek doğduktan sonra baba olduklarını anlayabiliyorlar ancak. Onlar için hiç bir şey değişeceğini sanmıyorum.
-          Ailelere söylemeli miyiz ya da arkadaşlara ? benim fikrim kimseye söylememek olurdu bu durumda,çünkü herkes bambaşka şeyler düşünüyor, biri bir laf eder ve canınız sıkılır ben söylenmemesi taraftarıyım.
-          Donörün özelliklerini çocuğumda görür müyüm ? Bunu asla bilemeyeceksin. Çünkü donörünü tanımayacaksın , en önemli konu aslında bu bence. Onu tanımazsan bebeğinde de onu aramazsın, ki zaten kaç kişi anne babasına ailesine benziyor ki, mesela ben bambaşkayım , gerçekten hiç benzemiyorum. Ve karakterini de büyüten insanlar belirliyor ki bu da zaten Allah’ın verdiği özellikler, yani bunu anne baba belirleyemez.. herkesin kendine has özellikleri daha doğmadan önce belirleniyor.kendi yumurtanızdan olan bebek de ilerde hiç beğenmediğiniz şeyler yapabilir. Bu ihtimal herkes için söz konusu. Nasıl yetiştirirseniz öyle şekilleniyor insanın en önemli karakteristik özellikleri.
-          İlerde donörün çocuğu ile karşılaşır mı , evlenmek ister mi? İşte bu da çok önemli bir konu ama bu durumu da asla bilemeyeceğiz. Mahkemeye intikal etmediği sürece bu bilgiyi merkezler asla paylaşmıyorlarmış.
-          Sever miyim? Tabi ki seversin , tabiki.. o senin evladın. Türk medeni kanunlarının da dediği gibi çocuğu doğuran annedir. Bu kadar. Anne kimdir? Sen doğurursan sensindir.aslında bana kalırsa kim bir çocuğu çok severse, onu büyütüp emek veren kimse odur anne.
-          İlerde sıkıntılı bir insan olursa pişman olur muyum? İlerde senin kendi yumurtanla olan çocuğun da nasıl bir insan olacağını bilemeyeceksin. İnsanlar ailelerinden bağımsızlardır. Üstelik hiç kimse hiç kimse için benim diye düşünmemelidir. Her bebek aileye Allah’ın emanetidir.
-          Transferden sonra içselleştiremeyebilir miyim? Vücudum kabul etmeyebilir mi? Allah bizi anne olmaya endeksli yarattığı için rahme düşen bir embriyoyu vücudun kabul etmemesi olmaz. Vücut bebeği ancak allah izin vermezse kabul etmez ve düşük gerçekleşir. Tüp bebek tedavilerinde olumsuz sonuç alan herkes bilir ki bu işler nasipten öteye gitmez. Rahim süper, embriyo harika ama tutunma gerçekleşmeyebilir. Ya da çok düşük kalitedeki embriyo için doktorlar hiç şans vermez ancak o bebek size tutunmuştur..
-          Günah mı ?  diyanetin verdiği cevap sadece caiz değildir. Derler.

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  









21 Kasım 2016 Pazartesi

14.Bölüm & deepliner & Tüp bebek yaptırmak isteyenler


Tüp bebek yaptırmak isteyenler

Tüp bebek yaptırmak isteyenler, bu yolu seçmiş olanlar ya da mecbur kalanlar için bir kaç önerim var ve bilgi paylaşmak istiyorum. Amacımız sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek olduğu için aşağıdaki bilgileri kullanmakta fayda vardır. Genetik tanılar için araştırmalarım ve başımdan geçenlerle aşağıdaki bilgileri bulabilirsiniz.
Öncelikle siz ve eşiniz genetik tarama testi yaptırmalısınız. Sizde ya da eşinizde çıkan bir kromozomsal problem varsa oradan yola çıkabiliriz. Ancak eğer sizlerde her şey normalse bebek oluşurken de baştan kromozomlar birbirini bulduğu için bazı genetiksel hastalıklar oluşabiliyor. En çok rastlanan da down sendromudur. Bunların önüne geçmek için doktorunuzun önerisiyle ve sizin isteğinizle embriyolarınıza aşağıdaki testlerden birini yaptırabilirsiniz. PGD yani Preimplantasyon Genetik Diyagnoz. Bu başlığın altında pgt, array cgh , ngs yöntemini inceleyeceğiz.
FISH :  3. Gün ya da 5. Gün embriyolarından alınan hücrelerin incelemesidir. 9-10 tane kromozomu inceler. Yani siz ya da eşinizde bir genetik hastalıkçıktıysa o kromozomlara baktırabilirsiniz. Onların dışında da en çok rastlanan genetik hastalıkları ekleyebilirsiniz listeye. 5. Gün embriyosuna test yapılmasını özellikle isteyin doktorunuzdan.  10-15 embriyo için tek fiyat ödeniyor.

ARRAY CGH :  moleküler karyotipleme demektir. 5.gün embriyosundan hücre alınarak tüm kromozom anomalilerini inceleyebilen bir testtir. Fish yöntemindekinden daha detaylıdır. Tüm kromozomları inceyelebildiği için daha fazla bilgiye ulaşabiliriz. Bunda da yine 5. Gün embriyosuna test yapılmasını özellikle isteyin doktorunuzdan. Her embriyo için tek tek fiyat ödeniyor.

NGS : türkçesi yeni nesil dizilemedir. Mart 2016 dan itibaren ülkemizde uygulanmaya başlamıştır.daha yeni ve en son çıkan uygulamanın fiyatı da array cgh den biraz daha fazladır. Tüm kromozomları inceleyebilen array cgh ye göre çok daha fazla detaylı inceleme yapabilen bu yöntem için de embriyo başına ücret ödeyebilirsiniz. Bu yöntemde de yine 5. Gün embriyosuna test yapılasını özellikle isteyin doktorunuzdan.

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com