Merhaba Ben,
1988 Mayıs ayının sonunda doğdum, çekirdek ailemle mutlu bir
akdeniz şehrinde yaşadım üniversiteye kadar. Benden 6 yaş büyük bir ablam var. O
benim canım herşeyim. Üniversiteyi Çanakkale’de okuduktan sonra arkadaşlarımın
ısrarı ve benim merakım sayesinde İstanbul’a taşındım. Ailem ne kadar karşı
çıksalar da , doğduğum yerde mesleğimi yapabileceğim bir iş imkanı olmaması
beni İstanbul’a itti. Eskiden olduğu gibi tren garında inip ‘İstanbul sen mi
büyüksün ben mi !! ‘ demedim yani. Çanakkale’deki öğrenci evimizi toparlayıp
İstanbul’a bir arkadaşımın yanına yerleştim. Aileme söylediğim şey iş bulmak
değil okuduğum bölümle ilgili bir kursa gitmem gerektiği oldu. Benim çok
istekli olduğumu anladıklarında da zaten kararıma saygı duydular. İstanbul’a
geldim ve gezmeye başladım, gezip görülmesi gereken nereler varsa her yere
gittim. O sırada gerçekten mesleki eğitim kursuna da gittim, seminerlere
katıldım, iş adamlarıyla , büyük firmalarda çalışan genel müdürlerle tanıştım. Ufak
çaplı bir çevre edindim kendiliğinden gelişen şeylerdi bunlar. Geleceğe dair
bir planım yoktu. Sadece ilk planım kursa gidip sınavından geçmekti, sonrasına
bakacaktım ,iş bulacaktım belki de Antalya’ya gidecektim ailemin yakınına
gidecektim mecburen. Bir yandan kursa devam ederken bir yandan da ailemden
gelen parayı harcıyordum , ilkokul yıllarımdan bir arkadaşım İstanbul’da
okuyordu ve onunla görüşüyorduk bana ‘ajanslarda çalışır mısın part-time hem
para kazanırsın hem de eğlenceli oluyor’ dedi. Önce yok canım ne gerek var
demiştim hayatımda hiç çalışmamıştım ben. Param da vardı ne gerek vardı ki. Sonra
arkadaşımın ısrarıyla bir gün onunla reklam ajansına uğradık , onun her zaman
çalıştığı bir yermiş. Orada tekrar bir ısrar derken kaydımı yaptılar fotoğraf
çekimi oldu. Artık renkli eğlenceli bir hayata adım atmıştım. Önce büyük
şirketlerin tanıtımları, açılışları gibi yerlerde hosteslik yaptım,çok da güzel
para kazanıyordum , bambaşka bir çevrem olmuştu. Sonra o çevreden tanıdıklarım
sayesinde katalog çekimlerine çağırılmaya başladım. Çok daha güzel paralar
kazanıyordum. Yıl 2009 o zamanlar, şimdi kazandığım paranın 2 katını
kazanıyordum hem de ayın her günü çalışmıyordum sadece en fazla çalıştığım
günler 4 saat. Sürekli partiler, eğlenceler , hiç birşeye masraf yapmadan
eğleniyordum üstüne para kazanıyordum. Her şey harikaydı ve bu arada gittiğim
kursum da bitti. Ve tesadüfi bir şekilde bir Alman otomobil firmasına girdim. Maaşım
asgari ücret , çalışma saatleri 07:00 – 18:00 .
sürekli ajanstan kazandığım parayla kıyaslıyorum tabi. Ne mutsuzluk aman
allahım. Bu para bana nasıl yetsin diyorum,her şey yerle bir oldu diyorum. Pişmanım
bir yandan, bir yandan da kurumsal bir firma bekle sabret diyorum kendime. Ama yok
olmuyor bu kadar çalışmaya bu kadarcık para veriyorlar diye diye 2 ay sonra
istifa ettim. Bir ay ailemin yanına gittim ve tatile çıktık. O arada insan
alışıyor işte iş arıyorum sürekli , acaba istifa etmese miydim diyorum, nasıl
iş bulacağım şimdi ben diyorum, pişmanlıklar peşimi bırakmıyor. İstanbul’a
döndüm ve iş görüşmelerine başladım, neredeyse her gün bir görüşmeye gittim iki
hafta boyunca. Ve sonra yine iş buldum çok kolay oldu benim için. Bu da büyük
bir patron firması ama yurtdışına açılmış,çok büyük.. işi öğrendim insanları
tanıdım derken ,iş yeri o kadar yopun çalışma arasında o kadar dedikoduyu
nereden bulabiliyorlar nasıl vakit ayırabiliyorlar şaşırıyordum. Beyaz yakalı
olarak ilk kazığımı yememe çok az kalmıştı , sürekli patrondan gelen satış
uyarıları, her saat sapor vermeler, ekipteki birilerinin kuyumu kazması , prim
sistemli çalışıyordum ancak 5 ay oldu ve ben hiç prim alamadım. Arkamdan dönen
dolapları öğrenmemle işten ayrılmam bir oldu. İtiraf ediyorum çok üzüldüm ve
ağladım. İlk kez böyle bir şeyle karşılaşmışım. Ve inanamıyorum insanlar bana
neden bunu yaptılar anlamıyordum. Benim işlerimi kendi sistemlerine girmişler
ve her şey sistemsel olduğu için bana prim yatırılmadı , üstüne iş yapamıyorum
diye baskılara maruz kaldım. Her şeyi çıkarken anlatmama rağmen kimse kal
demedi. Daha 21 yaşındaki bir kıza neden bunu yaptılar anlamadım, hala
anlayamıyorum. Hemen ardından başka bir Kore firmasında iş buldum iki gün
içinde oldu her şey. Evet hayalimdeki gibi bir şirketti burası. Herkes çok
kurumsal, kibar,bilgili, görgülü tiplerdi. Kurumsal iş kıyafetleri, plaza dili
çok hoşuma gitmişti. İş güzeldi herkes iyiydi. Çok güzel bir arkadaş ortamı
vardı. 6 yıldır aynı şirkette çalışıyorum.
Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.
deepliner15@gmail.com
Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.
deepliner15@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder