11 Kasım 2016 Cuma

6.Bölüm & deepliner & Hayatın Kötü Sürprizi


Hayatın Kötü Sürprizi


BEBEĞİMLE MUTLUYDUM. Hem de çok mutluydum, hamile olduğumu sadece ailem biliyordu ve bir kaç yakın arkadaşım. Günler rahat geçiyordu benim için. Sadece kokuya hassasiyetim oldu, yemek yapamıyordum hatta mutfağa bile giremiyordum. Ama onun dışında her şey çok yolundaydı. Her gün kan sulandırıcı iğnemi oluyordum ve her gün hastanenin acilinden giriş yapıp progestan iğne yaptırıyordum. Doktor kontrollerine sık sık gidiyordum. Normalde 3 haftada bir geleceksin demesine rağmen Aret Bey, ben 2 haftada bir gidiyordum. Bazen de bebeğimi özleyip başka bir doktora gidiyordum. Çok heyecanlıydı tüm kontroller benim için. Eşim ve ben gözlerimiz dolu dolu gidip görüyorduk bebeğimizin büyümesine şahit oluyorduk her doktor kontrolünde.  Ve bir gün doktorum , ‘’cinsiyetini görüyorum kızınız olacak.’’ dedi. Aman Allahım nasıl sevinçliyiz, erkek dese de çok mutlu olacaktık ya gerçi J Kızımla konuşmaya da başladım, isimler bulmaya başladık.. Bir sürü isim buldum , liste yaptım ve piyasa araştırması yapıyorduk artık.. İnternetteki hesaba göre 2 Kasım’da gelecekti , daha çok vardı. Doktorum dedi ki ‘’ zaten pgt yapıldı 2’li test yaptıramayacağım size , sadece 3’lü test için kan verin iki hafta sonra ‘’. Hala işyerindekilere ve çevremize söylemiyorduk, eşimin ailesi dahil bilmiyorlardı. 3 lü test sonucumuz geldikten sonra söylemeye karar verdik. Ve 3 lü test geldi , her şey yolundaydı. Herkese müjdeyi verdik. İşyerine de söyledim.. Ramazan Bayramı’na 3 hafta vardı, ailemin yanına gidecektik. Çok mutluyduk, herkes tebrik ediyor, bana bir ilgi, bir ilgi..  Hayat çok güzelmiş ya diyordum artık. Kaos günleri sona ermişti artık. Tamamen hamileydim artık hamileliğimin tadını çıkartmaya başlayacaktım. Her şey güzeldi. Sürekli konuşuyordum bebeğimle.. 4 buçuk aylık hamileydim artık ve ayrıntılı ultrasona girecektim. Fehmi Bey’den randevu aldık , bebeğimin her organını inceledi ‘’her şey yolunda ama biraz küçük , bir kaç hafta sonra gelseydiniz keşke erken gelmişsiniz dedi. Kalbinde bir damarı göremiyorum tekrar gelin, ama onun dışında her şey normal merak etmeyin’’ dedi gönderdi. O arada ufak bir tatile gittik. Hayatımın en güzel tatiliydi. Bebeğimle, arkadaşlarımla.. En güzel muhabbet konumuz bebeğimizle seneye nerede olacağımızdı. Sonra İstanbul’a döndük. Fehmi Bey’e gittik, kalbe bakacaktı artık , baktı baktı ve sustu , ‘’kalbi nasıl göremedğiniz şeyi gördünüz mü ? ’’dedik. ‘’Evet kalpte problem yok ama  ... ‘’ dedi ve sustu. Ne oldu diyoruz , anlayamıyorum diyor. Beyninde gariplikler var. Beynimizden vurulduk. Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü.. Olamaz, düzelir , bu olamaz artık diye düşünüyoruz. Ağlamaya başladım. 3-4 tane farklı problem var. Bir tanesinin ne olduğunu biliyorum ama diğerleri hakkında bir fikrim yok dedi. Ben bir hocama danışacağım dedi, Filistin’li bir hoca var dünyada en iyi odur, hemen mail atacağım dedi. Cevap gelir gelmez size haber veririm dedi. Siz bu arada fetal MR çektirin dedi. Ağlaya ağlaya çıktık yanından . Fetal MR için verdiği doktoru aradım hemen randevu aldım aynı gün gittik . Doktor dedi ki ’’ şuan çok küçük daha bir şey çıkmaz görünmez. 3 haft sonra gelin .’’ Nasıl beklerim o zamana kadar , hemen başka doktorları araştırmaya başladım. Türkiye’de en iyi perinatolog Atıl Yüksel. Ama o kadar zor ki ona ulaşmak. Sekreterine yalvarıyorum acil benim durumum lütfen diyorum. Yok diyor hiç zamanı yok hocanın. Recep Has’a ulaşıyoruz yine yalvarmalar, ağlamalar randevuyu alıyorum. Cuma günüydü. Bir iyi ihtimal duymak istiyoruz .. Cuma günü saat 2 de giriyoruz Recep Bey’in yanına. Uzun uzun bakıyor 1 buçuk saat kadar. Sürekli fotoğraf çekiyor ve video çekiyor. Çok kötü diyor. Fehmi Bey’in söylediklerini söylüyor. Amerika’da bir konferans var oraya gideceğim bu akşam , orada Fehmi Bey’in bahsettiği hocaya soracağım bizzat diyor. Biz de diyoruz ki ona sordu Fehmi Bey, cevap da geldi ve  ’’ Çok kötüymüş. Yaşamaz zaten ölür , eğer yaşarsa da ölsün diye dua eder aile demiş.’’ dedik. Fetal mr ı çektirin dedi , 2 hafta sonra. Sonra tekrar çektirirsiniz muhtemelen dedi 2 hafta sonra yine. Bebeğin durumu çok kötü. Ben yurtdışından geldikten sonra Çapa’da heyete çıkacaksınız sonlandırması için dedi. Ben de dedim ki, nasıl yani kesin bir çözümü yok ve sonlandırılacak mı? Evet aynen öyle ama tam teşhisi koyalım hep beraber heyetle dedi. Merak etme sen 32 . haftada da olsan sonlandırabiliriz dedi. Ben ağlıyorum ve bağırmaya başladım. Nasıl yani madem kesin sonlandırılacak hemen yapın dedim. Doktor beyle aramızdaki konuşmanın detalarına giremiyorum hala ellerim buz kesiyor aklımdan çıkmıyor.  Kısacası, şimdi yurtdışına gideceğim, sonra da bayram tatili zaten, ondan sonra mr çektirin , yetmez bir daha çektirin, sonra da heyete iki kere çıkarsınız ve geldik 30. Haftaya zaten. İmzalar prosedürler falan derken 31.32. haftaya ulaştık onun dediğine göre. Ben de ağlayarak ben hemen sonlandırılsın o zaman istiyorum diyorum ama bana kızıyor nasıl karar verebiliyorsun sonlandırılmasına, tam teşhis koyulmadan olmaz diyor. Zaten 1 tane teşhisi siz koydunuz geriye bir kaç tane daha hastalık teşhisi kalıyor. Ve 1 tane koyulan teşhis bile bebeğin çok kötü durumda olduğunu söylüyor,  % 90 ölecek diyorsunuz. Ya da doğduktan sonra bin tane ameliyat olması gerekecek yoğun bakımdan çıkamaz zaten, o zaman ölür diyorsunuz, benim karar vermem ne kadar zor farkında mısınız , en çok benim canım acıyor diyorum. Ağlaya ağlaya.  Ben tüm hastalıklarının çıkmasını istiyorum diyor. Ve çıkıyoruz. Sonlandıracaktı belki de ama işi vardı .. erteledi. Yaşaması imkansız bir bebeği ben nasıl taşırdım 2 ay daha. Benim psikolojim ne olacaktı. Nasıl yaşardım nasıl dayanırdım. Herkesi arıyoruz , tanıdık doktorları.. yok yok herkes Recep Bey’ e bağlıymış. Çapa’ya.. Aman allahım ölüyorum. Sonra Antalya’da ablamın doktoru ile görüşüyoruz. O da bir tane teşhis bile yeter sonlandırmaya aslında ama buna siz karar vereceksiniz diyor. Zamanımız yok diyorum. Bekleyemem ben. Antalya’ya gelin diyor. Tıp fakültesinde tüm testlerinizi tekrardan yaptıracağız. Fetal MR ı da çektiririz bakarız diyor. Atlayıp gidiyoruz Antalya’ya. Salı günü Antalya’daydık. Doktorla görüştük ve evet aynı şeyleri söyledi o da.3 gün içinde tüm tetkikler yapıldı. Fetal MR çekildi. Genetik doktoru ile görüştük. Beyin cerrahiyle görüştük.. Ve karar verildi. Sonlandırılacaktı. Cuma günü oldu. Saat 1 de hastaneye yatış yaptım. Doktor geldi suni sancı verdi. Bir kaç saat sonra sancın başlayacak dedi ve kapıdan çıkar çıkmaz, sıtmaya yakalanmış gibiydim. Titremeye başladım ateşim çıktı. Terliyorum. Bir yandan kendime hakim olamıyorum. Ağlamaya başladım.  Bu acının tarifi yok. Doktor geldi tamam dedi ilaç hemen etki etmiş sana. Ebeler gelip kontrol edecekler. Ben acılar çekiyorum saatler geçiyor kontroller oluyor ama rahimde hiç açılma yok. Sonra tekrar ilaç veriyorlar. Rahim açılsın diye. Ama saatler geçiyor 1 cm açılmış sadece. Gece oluyor ben kıvranıyorum. Kendimi öldürmek istiyorum. Bir silah olsa yanımda kesinlikle kafama sıkmıştım. Kesin. Bu nasıl bir acı doğum sancısı , rahim sancısı , içimin acısı. Tüm vücudum kırılıyor, acıdan.. Ruhumun acısını duyamamaya başladım, fiziksel acım çok yüksekti. Geceyi, kendimi yerlere atarak geçirdim, hala açılma yok. Sabah oldu açım ve susuzum. Doğumdan sonra kürtaj da olacağım için aç kalmak, susuz kalmak zorundaydım. Cumartesi öğlen oldu doktorum geldi hiç açılma yok, acı da aynen devam ediyor, muhtemelen Pazartesi’ye kadar burdasın dedi. Bugün de doğmayacak gibi dedi ve gitti. Yalvarmaya başladım, ölüyorum nolur diye yalvarıyorum, sezeryanla alın allah aşkına kendimi öldürürüm diyorum. Epidural takın bana dayanamıyorum çok kötüyüm diyorum, yalvar ,yakar, tehditler ediyorum. Sonra doktor bana acımış ve korkmuş olmalı ki tamam dedi epidural taktıralım. Saat 3 te epidüral takıldı. Acım geçti, yarım saat sadece, tekrar ilaç verildi, rahim 2 cm açılmış. Ama bu yetersiz doğumun gerçekleşmesi için. Doğum katındayım ameliyathanenin oradayım. Herkes bebeklerini kucağına alıp çıkıyor. İnanamıyorum acım tarifsiz.. Korkunç durumdayım. İlaçlar sakinleştiriciler derken saat 5 : 30 da doğum gerçekleşti. Bebeğimle vedalaşmıştım.Ağlaya ağlaya, içim yanarak, acı çekerek.. 

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder