8 Kasım 2016 Salı

2.Bölüm & deepliner & HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI

HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI

3 yıl aynı şirkette çalıştım ve işyerinden biriyle tanıştım. Hayatımın dönüm noktası. 3 yıldır aynı şirkette çalışıyor olmamıza rağmen ilk kez aynı ortama girmiştik ya da önceden benim dikkatimi çekmemişti. Konuşmaya görüşmeye başladık ve evet dedim evleneceğim adam bu olmalı. Kesinlikle evleneceksem bu adamla evlenmeliyim. Ki ben evlilik fikrine olabildiğince uzaktım o zamana kadar.  Hep bir korku vardı .. Korkularımdan başka bir yazıda bahsedeceğim.  Eşimle tanıştıktan 7 ay sonra evlenme teklifi 9.ayda isteme nişan yapıldı ve başladıktan 1 buçuk yıl sonra evlenmiştik. Görüşmeye başladıktan sonra herşey mükemmeldi. Tam da aradığım adam , çok seviyorum , iyi ki var diye diye yıllar geçti.
Hayatımın 2 dönüm noktası var aslında.. biri eşim , canım ,hayatımın aşkı. Tanıştık, aşık olduk dolu dolu yaşadık . istanbul’da ev tuttuk ben yalnız yaşamaya başladım, ablam geldi eşyalarımı yerleştirdik. Annem babam ve ablam geleceklerdi ancak,babannem yerinden kalkamamaya başladı alzheimer ve parkinson hastası babam ona bakmaya başladı, bakmaya alışmaya çalışıyordu, o esnada annemin bel fıtığı olduğunu öğrendik ama ameliyat olmak istemedi yataak geçeceğini düşündüğü için yerinden hiç kalkmadan yatıyordu, geriye de bir tek ablam kalıyordu , hem çalışıyor hem kendi evi ile ilgileniyor, hem annem hem babamla ilgileniyor. Bir de benim düğün telaşımla..  Evi tuttuk ablam geldi hem evi yerleştirdik alışveriş yaptık, hem gezdik bir güzel abla kardeş istanbul kazan biz kepçe durumdaydık. Sonra ablam herşeyi yoluna koyduktan sonra döndü. Bir ay sonra ramazan bayramından 10 gün önceydi. Benim düğün tarihime 1 ay vardı. Hazırlıklar tamamdı, ben sabah işteydim , nasıl acaba diye ablamı aradım saat 9 civarı, ablam telefonunu açmıyor, annemi arıyorum o da aynı şekilde. Defalarca aramaya başladım sonra anneme ulaşabildim arkadan uğultular geliyor, ‘’anne noldu diyorum bu sesler ne? ‘’ annem ; ‘’yok bişi dışardayım , seni sonra ararım .’’diyor ve kapatıyor telefonu. Ben tekrar annemin ne sakladığını sormak için ablamı arıyorum. Açan yok. Ben korkuyorum birilerine ulaşmaya çalışıyorum yok yok. Sonra ofiste mutfağa geçiyorum ablamın işyerinden arkadaşlarını aramaya başlıyorum. O sırada mutfağa sevgilim geliyor. Arkamı bi dönüyorum o , ben iyice panik oluyorum , yanıma yaklaşım elimi tutuyor,’’canım sakin ol lütfen , ablan beyim kanaması geçirmiş,şuan hastaneye sevk ediyorlarmış, merak etme, annen beni aradı ben sana bilet aldım merak etme ‘’ diyor. Ben o da ne demek saçmalama ne beyin kanaması diyorum bayılmış mı ne olmuş? Düşünemiyorum , ki zaten beyin kanamasının ne demek olduğunu bile bilmiyorum ki ben, daha önce kimseyi duymadım. Ben gözlerim yaşlar süzülürken bilgisayarımı kapatıp ağlaya ağlaya çıkıyorum ofisten. Doğru eve eşya hazırlamaya, elim ayağım titriyor ne yapacağımı bilemez halde eşya hazırlıyorum sırt çantama bir şeyler dolduruyorum. Haziran sonuydu , yanıma aldıklarımı o an idrak edemesem de şunları almışım, ruj, saç düzleştirici, şort, tişört ve kalın çorap. Hepsi bu kadar .. ne alaka di mi? Ben kendimde değilim ki.. sonra sevgilim geliyor doğru atatürk havaalanına. İlk uçakla Antalya oradan da ıspartaya. Çünkü ablamı Isparta Devlet Hastanesi’ne sevk etmişler. Gece saat 10 du hastane kapısındaydık. Arabadan indim nasıl bir kalabalık kapıya yaklaşamıyorum. Herkes orada, akrabalar , arkadaşlar, tanımadığım bir çok kişi. İlk gördüğüm kuzenimin eski eşi sarılıyor bana , hiç bir şey demeden sadece ağlıyoruz. Beni yoğun bakımın katına çıkartıyorlar yukarısı koridor kocaman ve bir o kadar tıklım tıklım. Gözlerime inanamıyorum, eniştem koşarak gelip sarılıyor bana, ben onsuz yapamam diye. Elimi tutup içeri sokuyor beni zorla yoğun bakıma. Ablam , ablam mı bu yatan ? biliçsizce gözlerini etrafta gezdiren , elleri ayakları bu o mu? İnanamıyorum,boş boş bakıyor ve çığlık atıyor. Gözyaşları içinde çıkıyoruz yanından koridora geri dönüyoruz annem nerde? Yerde bir seccadenin üstünde dümdüz yatıyor. Sedyede gibi. Bel fıtığından kalkamıyor ya ayağa. Betonda buz gibi. Annem orada, babam nerde, babam yok.. babanneme bakacak kimseyi bulamamışlar ve babam gelememiş. Arkamı bi dönüyorum babam arkamda. Babannemi tuvalete oturtmuş ve basmış gelmiş. Kıyamam , koskoca babam çaresiz , minicik kalmış, gözlerime inanamıyorum.. babam yıkılmış , kızı beyin kanaması geçirmiş ,eşi 3 aydır yatıyor hiç kalkmadan, annesi alzheimer olmuş ve parkinsondan bacakları tutmuyor yatalak olmuş. Ve ben karşısındayım, ağlıyorum gözlerim kan çanağı, bana güç vermeye çalışıyor kıyamam, babam.. ‘İyi ki varsın’ diyor bana. İlk defa bu lafı duyuyorum ondan, bu kadar anlamlı gelmemişti ya da söylediyse bile.. ‘kızım iyi ki geldin..’ diyor. 
Doktorlardan haber alamıyoruz,bekliyoruz, tek bildiğimiz bu gece çok önemli, enişten baygın haldeyken bir şey imzalatmışlar. Ne olduğuna bakmamış bile anlamamış. Meğer ameliyat için izin vermesi gerekiyormuş. Hastayı kaybedebiliriz,kısacası bu. Sabah oluyor, hastanede bir anons bir bebeğe 0 rh+ kan lazımmış benim kanım. Gidiyorum veriyim diyorum. Kanımı boşaltıyorlar iğneyi çıkartmak üzereyken telefonum çalışıyor yanımda sevgilim açıyor telefonumu, annem. Ameliyata giriyor çabuk gel, iğneyle çıkıyorum koşa koşa ameliyathanenin kapısına tam ben gidiyorum ablamı sedyede getiriyorlar, gözleri kaymış, saçma bi gülüş atıyor reflexle etrafına. Boş boş.. oradan sonrası bende yok bir süreliğine..  ben ,elimde poşette kanım, yerdeydim uyandığımda. Onu o halde görmek , kıyamam ben ona, sürekli dua ettim benim ömrümden al ona ver nolur alma yanına diye.. hayatımdaki dönüm noktası, aileme daha fazla bağlanma sebebim, yanlarından gittiğim için pişmanlığım, lanet ediyorum , yanlarında olmadığım günlerin hepsi için kendimi suçlayarak lanetler ediyorum. Hala .. Hayatımda ilk kez her kararımdan pişman oluyorum. Keşke’lerle dolu bir hayata merhaba dedim o gün ..  ablam 6 saat sonra ameliyattan çıktı, doktor ameliyatın çok iyi geçtiğini ama yine bu gecenin çok kritik olduğunu söyledi. Odasına geçti gitti adam çok yorulmuş,bitkindi. 5 dkk bekledik dinlensin diye sonra odasına girdik , annem ben ve eniştem.
Biz : durumu nasıl?
Dr: ameliyat çok iyi geçti merak etmeyin, bu gece çok önemli ama atlattı, ancak uyandıktan sonra sol gözü göremeyebilir, kulakları duyamayabilir, sol tarafı felçli kalabilir, konuşma yetisini muhtemelen kaybetti ve sizi tanıyamayabilir. Hafıza kaybı olabilir.
Biz: ne demek tüm bunlar kalbi atacak başka hiç bir şeyi olmayacak mı nedir nasıl ameliyat iyi geçti diyebilirsiniz diye haykırdık. 
Doktor bizi odadan çıkarmak istedi. Tabi adam haklı 6 saattir ayakta ince iş yapıyor. Neyse asistanlar bizi sakinleştirdiler derken . Beklemeye devam ettik . Sabaha karşı uyanmış canım ablam. Yanına gittim odaya alacağız dediler. Işığa ve sese çok duyarlı dediler.. sadece bir kişi girebilir yanına o da yardım etmek için, enfeksiyon riski çok yüksek kimse odaya girmeyecek dediler. Seçilmiş kişi olarak benim tabiki yanında olacak tek kişi. Uyandı boş boş bakıyor, sadece ‘anne’ diyor. Annemi istiyor zannedip annemi çağırıyorum hala anne diyor. Bir saat sonra anlayabildik pencereden gelen ışıktan rahatsız olmuş meğer perdeyi çekince ‘ohh be’ dedi. Meğer onun içişn her şey anne’ymiş. Sadece anne diyebiliyor hepsi bu. Mesela acıktım demek istiyorsa anne diyor. Tuvalete gitmek istiyorsa anne diyor. Seni seviyorum için anne. Çok korktum anne. Bana ne oldu? Anne ? demekmiş. İki gün boyunca herşey anne ydi. Sonra aşkım demeye başladı. Yine her şey aşkımdı. Sonra anlamsız kelimelere geçti. Cümle kurduğunu zannediyordu . ablamın söylediğini zannetiği ‘’ ben artık yıkanmak istiyorum , lütfen beni banyoya götürün. ‘’  dediği şey ‘’ kemyi aşkım ,içobın kome bla bla bla.. ‘’ aynen böyle anlamsız. İlk bir kaç gün 2 yaşındaydı sonra 3,4,5 büyüdü gitti gözümün önünde. Bebek gibiydi ve yürüyebiliyordu, felçli kalmadı, anlamsız da olsa konuşabiliyordu, alfabe sayılar kelimeler vs gitmiş ama baştan öğrettik herşeyi. Eniştem ben annem babam resmen eğitim verdik. Titizdi zaten ama iyice hassaslaştı. Kelimeleri resimlerle öğrettik. Gözleri görüyordu sadece sol gözünün 4 te 1 inde kayıp var. Buna da şükür. Kulakları da duyuyor.. Ve binlerce kez şükürler olsun ki hayatta. 25 gün hastanede yattık, epilepsi krizlerine şahit oldum.. ama iyileşti tetikteydik uzun bir süre ama iyileşti çok şükür.. her şeyi unuttu ama benim evleneceğimi unutmadı. Biz tabiki düğünü iptal ettik ama o kadar fazla ağladı ve yalvardı ki kurban bayramına gün almak zorunda kaldık. Zorla evlendirdi beni anlayacağınız. Düğünü memlekette yaptık nikahı İstanbul’da. Ablam hastanede kalırken babanneme bakıcı bulundu, annemi de zorla ikna ettik ameliyat olması için ve ablamla annem aynı gün taburcu oldular hastaneden herşey normale döndü.. çok zor zamanlardı..

Merak ettiğiniz ya da konuşmak istediğiniz her konu için aşağıdaki e-postadan bana ulabilirsiniz.

deepliner15@gmail.com  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder